18.09.2017 17:56:45
Sağlık Kurumlarında Maliyet Analizi Temelleri - 1
Bir önceki yazımızda sağlık kurumlarında maliyet analizi temellerine giriş yaparak maliyet kavramını, sağlık kurumları açısından maliyetin ne anlam ifade ettiğine değinmiştik. Maliyet Analizi başlığı altında yazı serimizi oluşturacak yazımısın bu bölümünde ise, Mega işletmelerde/sağlık kurumlarında maliyet analizi ve maliyet etkililik konularına değineceğiz.
Eğer bir faaliyet hem finansal hem de yönetsel olarak diğerlerinden açık bir şekilde ayrı ise, bunu fiziksel girdi öğelerine göre sınıflamaktansa bu faaliyeti toplam maliyet olarak kaydetmek daha kolay olabilmektedir.
İşletmeler; mal, hizmet veya ürün üreterek, bu üretimin veya hizmetin karşılığında gelir elde edebilen ve bu gelir ile faaliyetlerini sürdürerek yatırım yapabilen organizasyonlardır.
Bu anlamda küçük yada mega işletmeler (en az 30 veya daha fazla iş kolu 70'den fazla fonksiyonel birim) faaliyet alanlarına göre yapmış oldukları üretimin karşılığında elbette bir giderleri söz konusu olmaktadır. Mega işletmelerin yönetiminde de karşımıza çıkan en önemli sorun/sorunlar ise;
- Profesyonel yönetimden uzak yönetim
- Kayıp ve israf
- Faturalama süreçlerinde kesinti
- Kayıt dışı hizmet
- Köpük ciro
Şeklinde çoğaltılabilir.
Elbette yukarıda saydığımız bu sorun veya sorunların oluşumunu tetikleyen olgunun başında işletmelerin profesyonel bir yönetim modelinin ve hizmet/ürün üretim modelinin olmayışıdır. Mega işletmelerde Hizmet/Ürün üretim modellerinin olmayışı beraberinde aşağıdaki sıkıntıları doğuracağı aşikârdır. Sağlık kurumlarını referans alırsak;
- Randevu modelinin olmayışı ( Pazarlama - Çağrı Merkezi) - hastaneyi tercih edecek hasta ve misafir/misafir yakını memnuniyetsizliğini
- Hasta yatış ve taburcu modelinin olmayışı (Hasta/Misafir Hizmetleri) - hastaneyi tercih eden hasta/misafir yâda hasta/misafir yakınının memnuniyetsizliğinden ötürü hastanenin kötü imaj bırakması
- Satın alma modelinin olmayışı (Satın Alma) - israf ve maliyetlerin artmasına bu da doğal olarak gelir-gider dengesinde sapma olmasına ve işletmenin negatif bir Ebidat'ta üretmesine
Sebep olacaktır.
Yukarda vermiş olduğumuz bu sorunları çoğaltmak mümkün olduğundan, küçük yada mega işletmeler sürdürebilirliğini devam ettirebilmek için hizmet-ürün üretim modellerini ve yönetim modellerini oluşturma zorunluluğundadır.
Başarılı modeller ortaya koyan işletmeler şüphesiz faaliyetlerini arttırarak büyüme eğilimi göstereceklerdir. Bunun için işletme içinde demode ve geçerliliği olmayan yönetim üretim modellerini kullanmakta olan orta düzey yöneticilerin genetik kodu inanç ve kararlılıkla değiştirilmelidir.
Değişim için birçok başarılı metot bulunmaktadır. Örneğin;
- Modern Proje Yönetimi
- Modern Süreç ve Performans Yönetimi
- Kanıta Dayalı Yönetim
- Kantitatif Analiz
- Maliyet Analizi (***)
- Değişim Mühendisliği
- KPI
- Blanced Scorecard
- Dijital İşletme
- Öğrenen ve Öğreten Organizasyon
- Yalın İşletme/Hastane
Gibi metotlar çoğaltılabilir.
Bu metotlar ayrıcalıklı iç sosyal paydaşlarımızın(çalışan) ve ayrıcalıklı stratejik paydaşlarımızın (şirket ortakları) zihniyetine, işletme yapısına, işletme süreçlerine uygulayarak değişime inandırmalıyız. Hatta ve hatta iç sosyal paydaşlarımıza Herkes değişim için çalışırsa, işletme çok başarılı olacaktır. İnancı ve kararlılığı yerleştirilmelidir. Aksi halde bu değişimlere çoğunluk karşı ise Ekip Değişmeli kararlılığı da net bir şekilde ifade edilmelidir.
Yukarıda saydığımız bu metotlardan etkin maliyet analizi ile yönetilen işletmeler gelir-gider dengesini sağlayarak verimliliği, kârlılığı arttırabileceklerinden daima büyüyebilen bir şirket eğilimi göstereceklerdir.
Çünkü işletmeler tıpkı insanlar gibi, daima daha uzun yaşama arzusundan daha iyi olmak isterler. Bunu başarmanın yolu;
- Gereksiz harcamaların ve israfın önüne geçmek
- Maliyetleri (kaynak kullanımını) düşürmek
- Kapasiteyi %100'e yakın kullanmak
- Verimliliği arttırmak
- Etkililiği arttırmak
Temel yollarından geçmektedir.
Çeşitli Maliyet analiz tipleri olmakla birlikte işletme önceliği maliyet sınıflama esasına yer vererek işe başlamalıdır. Çünkü işletmenin uygulamaya koymak istediği programın maliyetlerini öngörmek için programın öğelerini sınıflaması gerekmektedir. Sınıflama esası birçok biçimde yapılabilir. Ama en iyi sınıflama (best list) oluşturmak için durumun gereklerine bağlı olarak aşağıdaki 3 temel öğeden faydalanmalıdır;
- Sınıflama, incelenen durumla ilgili olmalı
- Sınıflar iç içe girmemeli
- Seçilen sınıflar tüm varsayımları kapsayacak
Düzeyde olmalıdır.
Sınıflandırma türlerimizi ise aşağıdaki gibi belirtmek mümkündür.
- Girdilere göre sınıflandırma (yatırım maliyetleri, cari maliyetler)
- Fonksiyon/faaliyete göre sınıflandırma (eğitim, gözetim, yönetim, izleme ve değerlendirme, lojistik ve ulaştırma)
- Düzeye göre sınıflandırma(Ülkelere, illere göre ilçe, Köy, Kasaba vb.)
- Kaynağa göre sınıflandırma(Sponsorlara, STK'lara, yerel yönetimlere vb.)
- Para birimine göre sınıflandırma
Şeklindedir.
Sonuç olarak, İşletmeler; sınıflandırma tiplerine göre sınıflanmış bir programın kullanılan kaynakların bu tür farklı özelliklerinin maliyet hesaplamalarında farkında olmak zorundadır.
Burada unutulmaması gereken en önemli konuların başında ise; Eğer bir faaliyet hem finansal hem de yönetsel olarak diğerlerinden açık bir şekilde ayrı ise, bunu fiziksel girdi öğelerine göre sınıflamaktansa bu faaliyeti toplam maliyet olarak kaydetmek daha kolay olabilmektedir.
Bir sonraki yazımızda bahsedilen sınıflama tiplerine örnekler eşliğinde açıklık getirmeye çalışacağım.
Faydalı olması temennisiyle
Saygılarımla
Bil.Müh.Muhammed ÖNAL